Türkiye’de Tasarruf Bilinci ve Elbirliği Sisteminin Önemi
TÜRKİYE’DE TASARRUF BİLİNCİ VE TASARRUF FİNANASMAN SİSTEMİNİN ÖNEMİ
Dr. Murat Ergüven / Araştırmacı Yazar
İslâmi Finans Bağımsız Denetçi- İslâmi Finansal Kurumlar ve Araçlar Uzmanı
Türkiye’nin dünya ortalamasının altındaki düşük tasarruf oranları, yatırımların dış kaynaklarla finanse edilmesine yol açarak ekonomik büyümenin sürdürülebilirliğini olumsuz etkilemektedir. Ekonomik büyümenin istikrarı ve sürdürülebilirliği için tasarruf oranlarının artırılması ve yatırımların yurtiçi tasarruflarla finanse edilmesi kritik öneme sahiptir. Büyüyen ekonomilerin en önemli parametresi tasarruf bilincidir. Tasarrufların yatırımları karşılaması ise sürdürülebilir bir büyümenin ön koşullarındandır. Bu bağlamda, Tasarruf Finansman (TF) sistemi, tasarruf bilincini artırarak sermaye birikiminin sağlanması, yatırımların hızlanması ve cari açığın düşürülmesi gibi önemli katkılar sunabilir. Yine farklı enstrümanlarla zenginleştirilen Tasarruf Finansman (TF) sistemi, ülke ekonomisi bakımından önemli avantajlar sağlayacaktır. Ayrıca, TF sistemi, ülkenin ekonomik mekanizmalarının işlerliğini güçlendirebilir ve makroekonomik kırılganlıkları azaltabilir. Ancak, yüksek enflasyon ve konut fiyatlarındaki dalgalanmalar gibi yapısal sorunlar, TF sisteminin etkinliğini azaltabilecek riskler taşımaktadır.
Benzer sistemleri başarıyla uygulayan ülkelerde, devlet, başlangıçta önemli teşvikler sağlamıştır. Türkiye’de konut fiyatlarındaki hızlı artış, 2021’e kadar TF sistemine konut edinimi için kaydolan müşterileri, 2024 itibarıyla yüksek kredi faizleri ve enflasyon nedeniyle %90 oranında daha kısa vadede ulaşılabilir olan araç finansmanına yönelmiştir.
Konut fiyatlarındaki artış, müşterileri daha kısa vadede ulaşılabilir olan araç edinimine yönlendirmektedir.
Enflasyonun iki haneli seviyelerde seyretmesi ve faizlerin yüksek olması, TF sistemine olan talebi artırmaktadır. Ancak, enflasyonun yüksek düzeylerde seyretmesi, “tasarruf finansman havuzlarında biriktirilen tasarrufların değerini korumaya yönelik önlemler” alınmasını gerekli kılmaktadır. Bu anlamda, tasarruf edenlere sağlanacak katkının yanı sıra, havuzda biriken fonların değerinin korunması amacıyla çeşitli önlemler alınmalı ya da yeni formüller geliştirilmelidir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin ekonomik yapısı, yüksek tüketim eğilimi, genç nüfusun harcama öncelikleri ve tasarrufu teşvik eden araçların sınırlılığı nedeniyle tasarruf oranlarının yükselmesini zorlaştırmaktadır. Bireysel tasarruf bilinci yüksek tasarruf oranları ve ekonomik istikrar için önemli bir faktördür. Türkiye’nin tasarruf oranlarını artırması için bireysel tasarruf alışkanlıklarının teşvik edilmesi, finansal ürün çeşitliliğinin artırılması ve gelir düzeylerinin yükseltilmesi gerekmektedir.
Doğu Avrupa ülkeleri örneğinde ve bireysel emeklilik sisteminde olduğu gibi, TF sistemine %25 devlet desteği sağlanması, sistemi cazip hale getirerek talebi artırabilir. Bu destek, bireylerin tasarruf bilincini ve alışkanlıklarını güçlendirerek kalıcı hale getirecek ve ekonomik büyümeye katkıda bulunacaktır. Yüksek tasarruf oranları, ekonomik istikrar ve refah için kritik öneme sahiptir. Türkiye’nin bu alanda ilerlemesi, finansal reformlar ve tasarruf kültürünün teşvik edilmesiyle mümkün olabilir. Tasarruf oranlarının artırılması, bireysel refah, sürdürülebilir kalkınma ve ekonomik büyüme için gereklidir.
Bu sistem, alt ve orta gelir gruplarının küçük tasarruflarıyla özellikle konut sorununu çözmeye yönelik etkili bir model sunmaktadır.