Kısmî Rezerv Bankacılığı, Kaydî Para, Menkul Kıymetleştirme ve Ekonomik Balonlar
Dr. Murat Ergüven | Ekonomi & Finans
KAPİTALİZMİN ELEŞTİRİSİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Kapitalizm, kâr maksimizasyonunu merkeze alarak, kısmî rezerv bankacılığı, kaydî para üretimi ve menkul kıymetleştirme gibi mekanizmalarla üretime dayanmayan bir servet döngüsü inşa etmiştir. Bankalar, Kısmî rezerv bankacılığı ile fiziksel karşılığı olmayan parayı kredi olarak üretirken, kaydî para bu sanal alım gücünün temelini oluşturur; menkul kıymetleştirme ise bu kredileri karmaşık finansal araçlara dönüştürerek riski toplumsallaştırır ve sistemik kırılganlıkları artırır. Bu mekanizmalar, var olmayan emek ve hizmetleri dolaşıma sokarak gerçek bir üretime dayanmayan sahte bir ekonomi oluşturur; spekülatif balonları şişirir, serveti finansal elitlere aktarır ve gelir adaletsizliğini derinleştirir. 2008 küresel finans krizi, bu sistemin yıkıcı sonuçlarının en çarpıcı örneğidir; zira kapitalist finans sistemi hem ekonomilerin büyüme dinamosu hem de kaçınılmaz çöküşlerin yapısal kaynağıdır. Bu makale, kapitalizmin bu mekanizmalarının matematiksel işleyişini, tarihsel gelişimini ve birbirleriyle etkileşimlerini derinlemesine analiz ederek sistemik riskleri gözler önüne serer; aynı zamanda, kapitalist sistemin üretimsiz servet üretimini, spekülatif balon ekonomisini ve doğurduğu adaletsizlikleri eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirir. İslâmi finans ve tam rezerv bankacılığı gibi alternatif modeller üzerinden üretim temelli, adalet odaklı bir ekonomik paradigma önerir.
1. Kısmî Rezerv Bankacılığı ve Mevduat Çoğalması
1.1. Kısmî Rezerv Bankacılığının İşleyişi
Kısmî rezerv bankacılığı, bankaların aldıkları mevduatın yalnızca bir kısmını (meselâ, %10) rezerv olarak tutup kalanını kredi olarak verme yetkisine dayalı bir sistemdir. Bu mekanizma, bankaların ellerinde fiziksel olarak bulunmayan parayı “üretmesine” imkân tanır. Meselâ, bir müşteri 1.000 TL yatırdığında ve rezerv oranı %10 ise, banka 100 TL’yi rezervde tutar ve 900 TL’yi kredi olarak verebilir. Bu 900 TL, bir harcama yoluyla başka bir hesaba geçtiğinde yeni bir mevduat olur ve döngü devam eder.
1.2. Mevduat Çoğalması (Money Multiplier) Detaylı Anlatımı
Mevduat çoğalması, kısmî rezerv sisteminin en kritik sonucudur ve “para çarpanı” (money multiplier) olarak bilinir. Bu süreç, bir başlangıç mevduatının sistemde katlanarak para arzını artırmasını sağlar. Matematiksel olarak toplam para arzı şu formülle ifade edilir:
M = (1/r) × D
- M: Toplam para arzı
- r: Zorunlu rezerv oranı
- D: Başlangıç mevduatı
Örnek bir senaryo:
- Bir kişi bankaya 1.000 TL yatırır, rezerv oranı %10’dur.
- Banka, 100 TL’yi rezervde tutar, 900 TL’yi kredi olarak verir.
- Bu 900 TL, bir mal alımıyla başka bir hesaba geçer ve yeni bir mevduat olur.
- İkinci banka, 900 TL’nin 90 TL’sini rezervde tutar, 810 TL’yi kredi olarak verir.
- Süreç devam eder: 810 TL → 729 TL → 656.1 TL…
Bu döngü teorik olarak sonsuza kadar devam eder ve başlangıçtaki mevduat, sistemde katlanarak büyür. Ancak her adımda kredi miktarı geometrik olarak azalır. Matematiksel olarak, toplam para arzı bir geometrik seri toplamıyla hesaplanır:
Toplam Para Arzı = D × (1 + (1-r) + (1-r)² + …) = D / r
Yani, 1.000 TL / 0.10 = 10.000 TL. Başlangıçtaki 1.000 TL’lik mevduat, sistemde 10.000 TL’lik kaydî para üretir.
Pratik Sınırlamalar ve Ekonomik Döngüler:
- Kredi Talebi: Bankalar, kredi talebi düşükse tüm kapasiteyi kullanmaz. Meselâ, 2020 pandemi döneminde Türkiye’de işletmelerin borçlanma isteği azaldı, bu da çarpanı sınırlandırdı. Buna karşılık, 2000’lerin başında küresel ekonomik büyüme, kredi talebini artırarak çarpanı büyüttü.
- Nakit Sızıntıları: İnsanların parayı banka dışında tutması (yastık altı birikimler), çarpanı azaltır. Meselâ, Arjantin’de 2001 krizinde nakit talebi artışı, bankacılık sistemini çökertti.
- Merkez Bankası Politikaları: Faiz oranları ve rezerv gereklilikleri, çarpanı etkiler. 2008 krizi öncesinde ABD’de rezerv oranlarının %1’e düşmesi, çarpanı aşırı büyüttü.
- Dijital Bankacılık: Fintech platformları (meselâ, Türkiye’de Papara, İngiltere’de Monzo), para transferlerini hızlandırarak çarpanı artırabilir. Ancak düzenlenmemiş dijital bankalar, 2022’de FTX gibi çökmelerle risk oluşturdu.
Bu süreçte oluşan para, fiziksel bir karşılığa (meselâ, altına veya gerçek bir üretime) dayanmaz; yalnızca bankaların hesap defterlerinde bir kayıt olarak var olur. Bu, “kaydî para”nın özüdür ve bu süreç, kapitalist ekonomilerde bankaların hesap defterlerinde “sanal” para üreterek likidite sağlar. Ancak üretime dayanmayan bir para arzı, spekülatif balonların (meselâ, gayrimenkul veya borsa) temelini oluşturur.
1.3. Eleştiri: Üretimsiz Servet İllüzyonu, Sanal Alım Gücü
Kısmî rezerv sistemi ile bankalar, gerçek bir değer (emek, mal, hizmet) olmaksızın sanal bir alım gücü üretir. Bu, Marx’ın “fiktif sermaye” (fictitious capital) kavramıyla örtüşür: Bankalar, reel üretime dayanmayan bir ekonomik büyüme ile bir “servet illüzyonu” meydana getirir. Meselâ, bu sistemle üretilen krediler üretken yatırımlara (fabrika, altyapı) değil, spekülatif alanlara (gayrimenkul, borsa) yöneldiğinde, ekonomik büyüme sahte bir temele dayanır. Bu durum, finansal elitlerin servetini artırırken, emekçileri borç yükü altında ezer ve gelir adaletsizliğini körükler.
2. Kaydî Paranın Üretimi
2.1. Kaydî Paranın Tanımı ve Oluşumu
Kaydî para, bankaların hesap defterlerinde dijital kaydolarak var olan, fiziksel karşılığı (meselâ, altın veya nakit) bulunmayan paradır. Kısmî rezerv bankacılığı, kaydî paranın temel üretim mekanizmasıdır. Bankalar, mevduatın bir kısmını rezervde tutarken kalanını kredi olarak verdiğinde, bu krediler yeni mevduatlar üretir ve sistemde dolaşan para miktarı katlanarak artar.
Örnek:
- Bir müşteri 1.000 TL yatırır, banka 900 TL kredi verir.
- Bu 900 TL, başka bir hesaba geçtiğinde, banka sisteminde 1.000 TL (orijinal mevduat) + 900 TL (yeni mevduat) olarak görünür.
- Ancak fiziksel olarak sadece 1.000 TL vardır; geri kalanı kaydî paradır.
Bu süreç, bankaların “para basması” gibidir, ancak bu para merkez bankası tarafından değil, ticari bankaların kredi işlemleriyle üretilir. IMF’nin 2018 verilerine göre, küresel para arzının %90’ından fazlası kaydî paradır.
Dijital Evrim: Kaydî paranın üretimi, fintech ve dijital bankacılıkla yeni bir boyut kazanmıştır. Meselâ, Türkiye’de Papara, anlık transferlerle kaydî para döngüsünü hızlandırırken, Brezilya’da Nubank gibi platformlar, yoksul kesimlere kredi erişimi sağladı ancak borç sarmalını büyüttü. Kripto paralar (Bitcoin, Ethereum), kaydî paranın merkezi olmayan bir versiyonu gibi görünse de, 2022’deki çöküşler (TerraUSD, FTX), spekülatif riskleri ortaya koydu.
2.2. Kaydî Paranın Ekonomik Etkileri
- Likidite Artışı: Kaydî para, ekonomiye kredi akışı sağlar ve kısa vadeli büyümeyi destekler. Meselâ, 2000’lerde Çin’de altyapı projeleri, kaydî para bolluğuyla finanse edildi.
- Spekülasyon Riski: Üretime dayanmayan bu para, varlık fiyatlarını şişirir. 2021’de küresel kripto piyasasının 3 trilyon dolara ulaşması, kaydî paranın spekülatif etkisini gösterdi.
- Enflasyon ve Adaletsizlik: Kaydî para bolluğu, enflasyonu tetikler ve serveti finansal elitlere aktarır. Meselâ, Zimbabve’de 2000’lerde kaydî para genişlemesi, hiperenflasyona yol açtı.
2.3. Eleştiri: Hayali Değer Üretimi
Kaydî para, emek veya reel üretimle desteklenmez; bu nedenle sahte bir alım gücü meydana getirir. Meselâ, bir evin fiyatı kaydî para ile verilen kredilerle şişerse, bu değer gerçek bir mal veya hizmet üretiminden değil, spekülasyondan kaynaklanır. Bu, kapitalizmin temel çelişkisini yansıtır. Gerçek değer üretilmeden servet oluşur, ancak bu servet emekçilere değil, bankalara ve spekülatörlere akar.
3. Menkul Kıymetleştirme: Finansal Mühendisliğin Karanlık Yüzü
3.1. Menkul Kıymetleştirmenin Detaylı İşleyişi
Menkul kıymetleştirme (securitization), bankaların verdikleri kredileri (mortgage, kredi kartı borçları, otomobil kredileri) bir havuzda toplayarak bunları finansal varlıklara dönüştürmesi ve yatırımcılara satması işlemidir. Bu süreç, kredileri bilançodan çıkararak bankaların riskini azaltmasını ve yeni kredi verme kapasitesini artırmasını sağlar.
Adım adım işleyiş:
- Kredi Havuzu Oluşturma: Banka, meselâ 100 milyon TL’lik mortgage kredilerini bir araya getirir.
- Varlığa Dayalı Menkul Kıymet (VDMK) Üretimi: Bu havuz, “tranche” adı verilen dilimlere ayrılır. Her dilim farklı risk ve getiri profiline sahiptir.
- Tranche Yapısı:
- Senior Tranche: Düşük risk, düşük getiri (%80, AAA notu).
- Mezzanine Tranche: Orta risk, orta getiri (%15, A-BBB).
- Equity Tranche: Yüksek risk, yüksek getiri (%5, BBB- veya notsuz).
- Derecelendirme: Kredi derecelendirme kuruluşları (Moody’s, S&P), bu VDMK’lere not verir. Meselâ, riskli subprime krediler bile karmaşık mühendislikle AAA notu alabilir.
- Satış ve Dağıtım: VDMK’ler, emeklilik fonları, sigorta şirketleri veya hedge fonlara satılır.
- Nakit Akışı: Borçluların ödediği taksitler, VDMK sahiplerine getiri olarak aktarılır.
Örnekler:
- 2008 Krizi: Subprime mortgage kredileri, Collateralized Debt Obligations(CDO)-“Teminatlandırılmış Borç Yükümlülüğü” olarak paketlenip satıldı. 2007’de 500 milyar dolarlık CDO işlem gördü (Moody’s). Ancak kredilerin geri ödenmemesiyle sistem çöktü, küresel ekonomide 13 trilyon dolarlık kayıp yaşandı. CDO-kare gibi türevler, riski katlayarak krizi derinleştirdi.
- Kredi Kartı Borçları: ABD’de 1990’lardan itibaren kredi kartı borçları menkul kıymetleştirildi. Meselâ, 2006’da JPMorgan, 15 milyar dolarlık kredi kartı borcunu VDMK’ye dönüştürdü, bu da tüketici borçlanmasını artırdı.
- Avrupa’da Uygulamalar: İspanya’da 2000’lerde CaixaBank, mortgage kredilerini menkul kıymetleştirerek likidite sağladı, ancak 2012’de bu VDMK’lerin değer kaybı, bankacılık krizini tetikledi.
3.2. Avantajlar ve Riskler
Avantajlar:
- Bankalar, bilançolarındaki riski azaltır ve likidite kazanır.
- Yatırımcılar, farklı risk-getiri seçeneklerine erişir.
- Ekonomi, kredi genişlemesiyle kısa vadeli büyüme yaşar.
Riskler:
- Kredi Kalitesi: Riskli krediler menkul kıymetleştirildiğinde, gerçek risk maskelenir.
- Sistemik Yayılma: Risk, bankalardan tüm ekonomiye yayılır. Meselâ, 2008’de CDO çöküşü, İzlanda’nın bankacılık sistemini batırdı.
- Şeffaflık Eksikliği: Karmaşık araçlar, değerin belirsizleşmesine yol açar. Meselâ, CDO-kareler, yatırımcıların riski anlamasını imkânsız hale getirdi.
3.3. Kısmî Rezerv Bankacılığıyla İlişkisi
Menkul kıymetleştirme, teknik olarak kısmî rezerv bankacılığının doğrudan bir parçası değildir; ancak pratikte bu sistemi hızlandıran ve güçlendiren bir tamamlayıcıdır. Kısmî rezerv, bankaların kaydî para üretmesini sağlar; menkul kıymetleştirme ise bu kredilerin bilançodan çıkarılıp satılmasıyla döngüyü hızlandırır.
Bağlantı şu şekilde işler:
- Banka, kısmî rezervle 1.000 TL’lik mevduattan 900 TL kredi üretir.
- Bu kredi (meselâ, mortgage) menkul kıymetleştirilip satıldığında, banka nakit elde eder.
- Bu nakitle yeni krediler verir, böylece para çarpanı etkisi katlanarak büyür.
Tarihsel Bağlam: 1980’lerde ABD’de menkul kıymetleştirme, mortgage piyasasının deregülasyonuyla hızlandı. Meselâ, Fannie Mae ve Freddie Mac, mortgage VDMK’lerini küresel piyasalara yaydı. 2008’de mortgage kredilerinin menkul kıymetleştirilmesi, bankaların kredi kapasitesini artırarak ABD’de konut balonunu şişirdi. Menkul kıymetleştirme, kısmî rezervin ürettiği kaydî parayı çoğaltan bir kaldıraç gibidir. Ancak bu süreç, kredilerin geri ödenmeme riskini artırır ve balonun patlamasıyla sistemik krizlere yol açar.
4. Kısmî Rezerv, Kaydî Para ve Menkul Kıymetleştirme: Ortak Yönler ve Balon Mekanizması
4.1. Benzer Yönler
Bu üç mekanizma, şu ortak özelliklere sahiptir:
- Üretimsiz Servet Üretimi: Reel üretim veya emek olmaksızın sanal alım gücü meydana getirirler. Kısmî rezerv ve kaydî para, para arzını artırır; menkul kıymetleştirme, bu parayı finansal araçlara dönüştürür.
- Spekülatif Dinamik: Varlık fiyatlarını (konut, hisse senedi) şişirerek ekonomik balonlar oluşturur.
- Riskin Toplumsallaştırılması: Bankalar kâr ederken, kriz anında risk halka ve küçük yatırımcılara aktarılır.
- Gelir Adaletsizliği: Servet, finansal elitlere aktarılır; emekçiler borç sarmalına mahkûm olur.
4.2. Ekonomik Balonların Oluşumu
Bu sistemler, kapitalist ekonomilerde devasa balonlar meydana getirir:
- Kısmî Rezerv: 1000 TL’lik mevduat, 10.000 TL’lik kredi üretir. Bu para, üretime değil, spekülatif yatırımlara (gayrimenkul, borsa) gider.
- Kaydî Para: Fiziksel karşılığı olmayan para, varlık fiyatlarını şişirir. Meselâ, ABD’de 2000-2006 arasında konut fiyatları %127 arttı.
- Menkul Kıymetleştirme: Krediler VDMK’lere dönüştürülüp satıldığında, balon büyür. 2008’de türev piyasası 1.2 katrilyon dolara ulaştı; ancak bu servet, reel bir değere dayanmıyordu.
Ek Örnekler:
- 2000 Dot-com Balonu: Kaydî para bolluğu, teknoloji hisselerine spekülatif yatırımları artırdı. Meselâ, Pets.com’un değeri milyarlarca dolara ulaştı, ancak şirket batınca balon patladı, Nasdaq %78 değer kaybetti.
- 2021 Kripto Balonu: Kredi genişlemesi ve kaydî para, Bitcoin ve altcoin fiyatlarını uçurdu. Meselâ, Dogecoin’in değeri spekülasyonla %10.000 arttı, ancak 2022’de piyasa %60 küçüldü, küçük yatırımcılar zarar etti.
Balon patladığında, sahte servet buharlaşır. 2008 krizinde, ABD’de 13 trilyon dolarlık kayıp (GSYİH’nın %85’i) yaşandı. Bu, sistemin üretimsiz doğasının bir sonucuydu: Var olmayan bir değer, varmış gibi işlem gördü ve çöktü.
5. Kapitalizmin Eleştirisi: Üretimsiz Alım Gücü ve Gelir Adaletsizliği
5.1. Üretilmeyen Değer Üzerinden Alım Gücü
Kısmî rezerv, kaydî para ve menkul kıymetleştirme, var olmayan emek ve hizmetlerin varmış gibi kullanılmasını sağlar:
- Kısmî Rezerv: Banka, 1.000 TL’lik mevduattan 10.000 TL kredi üretir; bu para, bir evin fiyatını şişirir.
- Kaydî Para: Bu sahte para, reel üretime değil, spekülasyona akar.
- Menkul Kıymetleştirme: Ev kredisi, menkul kıymetleştirilip VDMK olarak satıldığında, bu hayali değer piyasada işlem görür.
Ancak bu ev, reel bir üretime dayanmaz; sadece spekülasyonla değer kazanır. Bu süreç, kapitalizmin özünü yansıtır ve aynı zamanda kapitalizmin temel çelişkisini ortaya koyar. Gerçek bir değer yaratılmadan servet üretilir.
Meselâ, bir evin fiyatı 100.000 TL’den 1 milyon TL’ye çıkarsa, bu artış üretimden değil, spekülatif kredi bolluğundan kaynaklanır. Marx’ın “fiktif sermaye” dediği bu durum, ekonomik büyüme illüzyonu meydana getirir; ancak bu büyüme, kâğıt üzerindedir ve emekçilere yansımaz.
5.2. Gelir Adaletsizliği
Bu sistem, serveti finansal elitlere aktarır:
- Bankalar: Düşük faizle borç alır, yüksek faizle kredi verir; faiz marjıyla emekçinin artı değerini sömürür.
- Menkul Kıymetleştirme: Riski halka yayarken, kârı bankalara bırakır.
- Sonuç: Oxfam’ın 2023 verilerine göre, en zengin %1, toplam servetin %45’ine sahip. Gini katsayısı (0.85, finans sektörü) ve Palma oranı (20:1), bu uçurumu gösterir.
- Bölgesel Perspektif:
- Türkiye: 2000’lerde mortgage kredilerinin artışı, orta sınıfı borçlandırırken, inşaat sektöründe spekülatif zenginleşme oluşturdu. TÜİK’e göre, 2022’de en zengin %10, gelirin %40’ını aldı.
- Brezilya: Kaydî para bolluğu, 1990’larda elitlerin servetini artırdı, ancak favela mahallelerinde borç sarmalı büyüdü. Dünya Bankası’na göre, Brezilya’nın Gini katsayısı 0.53’tür.
Kapitalist sistemin acımasız döngüsü, emekçileri ya borç batağına sürükleyip bu sarmala hapseder ya da sahte zenginlik düzeninin tamamen dışına iter. Meselâ, 2008 küresel finans krizinde milyonlarca insan evini kaybederken, aynı süreçte büyük bankalar kamu kaynaklarıyla kurtarıldı. Bu durum, kapitalist sistemin sömürü mekanizmasını çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir. Emekçinin alın teriyle ürettiği gerçek değer, finansal araçlar ve mekanizmalar yoluyla sermaye sahipleri tarafından sistematik bir şekilde gasp edilir.
5.3. Eleştiri: Kapitalizmin Sömürü Makinesi
Kapitalizm, bu mekanizmalarla borca dayalı bir ekonomi kurmuştur. Kısmî rezerv ve kaydî para, üretimsiz bir servet üretir; menkul kıymetleştirme, bu serveti katlayarak riski toplumsallaştırır. Bankalar ve spekülatörler, emekçinin değerini faiz ve spekülasyonla ele geçirir.
İslâmi perspektiften bakıldığında, bu sistem “riba” (faiz) yasağıyla çelişir (Bakara 2:275) ve “mallarınızı batıl yollarla yemeyin” (Nisa 4:29) uyarısını ihlal eder. Bu sistem sayesinde tam olarak “malların batıl yolla yenmesi” söz konusudur. Üretimsiz servet hem Marksist hem de İslâmi açıdan sömürüdür: Emekçinin alın teri, finansal elitlere aktarılır. Kapitalizm, kâr için riski halka yükler; krizlerde ise faturayı emekçilere keser. 2008 krizi, bu gerçeği acı bir şekilde göstermiştir.
6. Alternatif Modeller: Üretim Temelli Bir Paradigma
6.1. Tam Rezerv Bankacılığı
Tam rezerv sistemi, mevduatın %100’ünün rezervde tutulmasını gerektirir; böylece kaydî para üretimi durur ve spekülatif balonlar önlenir. İsviçre’deki 2018 Vollgeld Referandumu bu modeli tartışmaya açtı. Avantajı, finansal istikrarı artırmasıdır.
Zorluklar:
- Likidite kısıtlamaları, ekonomik büyümeyi yavaşlatabilir. Meselâ, kredi arzı azalırsa, KOBİ’ler finansmana erişmekte zorlanabilir.
- Mevcut bankacılık sistemine geçiş, yüksek maliyetli bir dönüşüm gerektirir.
6.2. İslami Finans
İslâmi finans, kâr-zarar ortaklığı (mudaraba) ve varlığa dayalı finansman (murabaha) ile parayı üretime bağlar. Faiz yasağı, spekülatif servet üretimini engeller. Malezya sukuk piyasası (120 milyar dolar) ve Türkiye katılım bankalarının büyümesi (%17, 2022), bu modelin potansiyelini göstermektedir. İslâmi finans modeli sadece kurumsal bazda işletilmemeli tabana da yayılmalıdır.
Zorluklar:
- Küresel finans sistemine entegrasyon, standartlaşma eksikliği nedeniyle zordur. Meselâ, sukuk ihracı Batı piyasalarında sınırlı kabul görür.
- Risk paylaşımı modeli, bazı yatırımcılar için cazip olmayabilir.
- İslâmi finans sistemi hakkında insanlarımızın bilinçlenmesi zaman almaktadır.
6.3. Regülasyon Önerileri
- Rezerv Oranı: %25’e çıkarılmalı.
- VDMK Şeffaflığı: Alt varlıkların kamuya açıklanması zorunlu olmalı.
- Tobin Vergisi: Spekülatif işlemlere %0.25 vergi getirilmeli.
- Kaldıraç Sınırı: Bankaların kaldıraç oranı 10:1 ile sınırlandırılmalı.
Sonuç Olarak: Üretimsiz Para, Toplumsal Çöküş Demektir
Kısmî rezerv bankacılığı, kaydî para ve menkul kıymetleştirme, kapitalizmin üretimsiz servet üretimine dayalı balon ekonomisini besler. Bu sistem:
- Üretimi Dışlar: Emek ve hizmetler yerine spekülasyon önceliklidir.
- Serveti Toplar: En zengin %1, servetin %45’ine sahip olur.
- Krizleri Kaçınılmaz Kılar: 2008’de 13 trilyon dolar buharlaştı.
Çözüm, parayı üretim ve emekle bağdaştıran modellerdedir:
- Tam rezerv bankacılığı, spekülatif balonları önler.
- İslami finans, riski adil paylaşır.
- Kooperatif bankacılığı, toplumu merkeze alır.
- Merkez Bankası Dijital Paraları (CBDC), kaydî parayı kontrol edebilir.
Kapitalizmin bu ürünleri, emeği sömüren bir sihirbazlık gibidir. Üretimsiz para, yalnızca finansal elitleri zenginleştirir; toplumları ise borç ve yoksulluğa mahkûm eder. Gerçek bir değişim, kâr değil, insan ihtiyaçlarını önceleyen bir ekonomi gerektirir.
Kaynakça
- Chapra, M.U. (1996). İslâm ve İktisadî Kalkınma.
- Graeber, D. (2011). Debt: The First 5000 Years.
- IMF (2023). Global Financial Stability Report.
- Minsky, H. (1986). Stabilizing an Unstable Economy.
- Oxfam (2023). Inequality Report.
- Reinhart, C., & Rogoff, K. (2009). This Time is Different.
- TDV İslam Ansiklopedisi. “Riba” maddesi.