Devletler Devalüasyonu Nasıl Yapar? Mekanizma ve Etkileri

Dr. Murat Ergüven-Araştırmacı

DEVLETLER DEVALÜASYONU NASIL YAPAR? MEKANİZMA VE ETKİLERİ

Devalüasyon, bir ülkenin para biriminin diğer dövizlere karşı hükümet tarafından bilinçli olarak değerinin düşürülmesi anlamına gelir. Özellikle sabit veya yarı sabit kur rejimlerinde sıkça görülen bu uygulama, dış ticaret dengesi ve ekonomik büyüme üzerinde doğrudan etkiler oluşturur. Buna karşılık, serbest kur rejimlerinde piyasadaki arz-talep dengesine bağlı olarak yaşanan ani değer kayıpları genellikle “kur değer kaybı” veya “kur şoku” olarak adlandırılır.

Ancak, devalüasyon yalnızca bir değer kaybı süreci olarak değerlendirilmemelidir. Çünkü, bu tür müdahaleler ekonomik büyümeyi desteklemek, ihracatı teşvik etmek ve cari açığı dengelemek gibi çeşitli amaçlarla uygulanabilir. Bununla birlikte, devalüasyonun enflasyonu tetikleyebileceği, borç yükünü artırabileceği ve yatırımcı güvenini sarsabileceği de unutulmamalıdır.

Devletin bilinçli müdahaleleriyle gerçekleştirilen devalüasyon, ekonomik bir politika aracı olarak hem fırsatlar hem de riskler barındırmaktadır. Dolayısıyla, bu tür kararların uzun vadeli etkileri iyi analiz edilmeli ve sürdürülebilir bir ekonomik politika çerçevesinde değerlendirilmelidir.

Peki, devlet bir devalüasyonu nasıl uygular ve bu süreci nasıl yönetir? İşte mekanizma:

1. Merkez Bankası Müdahaleleri ile Devalüasyon

Devlet, merkez bankası marifetiyle doğrudan veya dolaylı olarak para biriminin değerini aşağıdaki yöntemlerle düşürebilir.

a) Döviz Satışlarını Kısıtlamak

Devlet, piyasada döviz arzını düşürerek yerli paranın değer kaybetmesine neden olur. Meselâ, merkez bankası piyasaya döviz arz etmediği için döviz kıtlığı yaşanır ve yerli para değersizleşir.

b) Faiz Oranlarını Düşürmek

Faiz oranları düştüğünde, yabancı yatırımcılar için yerel para birimi cazibesini kaybeder. Bu da yabancı sermayenin çıkışına ve döviz kurunun yükselmesine neden olur. Devlet, faizleri bilinçli olarak düşürerek para biriminin değer kaybını hızlandırabilir.

c) Döviz Alımlarıyla Müdahale

Merkez bankası, piyasadan yoğun şekilde döviz alarak yerel parayı zayıflatabilir. Çin, uzun yıllar boyunca ulusal para birimini zayıf tutarak ihracat rekabetçiliğini artırmıştır. Rakiplerine karşı ihracat avantajı sağlamıştır.

2. Kamu Harcamaları ve Para Arzı Artışı

a) Bütçe Açıklarının Fonlanması

Devlet, kamu harcamalarını artırarak piyasaya daha fazla yerel para sürdüğünde piyasada enflasyonu ve döviz talebini artırarak paranın değer kaybetmesine yol açar. 2001 krizi nedeniyle Türkiye, kamu açıklarını kapatmak için yüksek miktarda para bastı. Bu ise Türk Lirasının hızla değer kaybetmesine neden oldu.

b) Borçlanma Yoluyla Devalüasyon

Devlet, döviz cinsinden borçlanarak veya iç borçlanmayı artırarak piyasaya daha fazla yerli para arz eder. Bu ise para biriminin değerini düşürerek dolaylı bir devalüasyon etkisi oluşturur.

3. Vergi ve Döviz Politikaları ile Devalüasyon

a) İthalata Yüksek Vergi Uygulamak

Devlet, ithal edilen mallara yüksek gümrük vergileri koyarak döviz talebini artırabilir. Bu da maliyet artışlarına neden olur. İhracatçılar bu durumda daha fazla döviz talep eder. Bu gelişmeler sonunda yerli para değer kaybeder.

b) Döviz Çıkışını Teşvik Etmek

Devlet, sermaye çıkışlarını kolaylaştıran düzenlemeler yaparak yurt dışı yatırımları teşvik eden politikalar ve dövizle harcamaları özendiren uygulamalarla yerli paranın değer kaybetmesine yol açar.

Örnek Olay: 1994 ve 2001 Krizlerinde Türkiye’de Devalüasyon

1994 yılında Türkiye’de hükümet, kamu açıklarını finanse etmek için merkez bankasından yoğun şekilde borç aldı ve piyasaya yüksek miktarda TL sürdü. Bunun sonucu olarak enflasyon yükseldi ve dövize olan talep arttı. Sonuç? Türk lirası, dolar karşısında kısa sürede %50’den fazla değer kaybetti ve devlet resmi devalüasyon ilan etti.

Benzer şekilde, 2001 krizinde Türkiye, IMF ile anlaşma yaparak sabit kur politikasını terk etti ve TL’yi dalgalı kura bıraktı. Bu süreçte kamu borçlanması, bankacılık krizleri ve sermaye çıkışları TL’nin hızla değer kaybetmesine neden oldu.

Sonuç: Devalüasyon Devlet İçin Çözüm mü, Risk mi?

Devalüasyonun avantajları:

  • İhracatçılar için rekabet avantajı sağlar.
  • Döviz gelirlerini artırarak cari açığı düşürür.
  • İç piyasadaki yerli üretimi destekler, ithalat bağımlılığını azaltır.

Devalüasyonun riskleri:

  • Enflasyonu artırarak halkın alım gücünü düşürür.
  • Döviz cinsinden borçlu olan şirketleri ve devletleri zora sokar.
  • Yatırımcı güvenini sarsarak yabancı sermaye çıkışını hızlandırır.

Devlet, devalüasyonu bir politika aracı olarak dikkatli kullanmalıdır. Yanlış zamanlamayla yapılan bir devalüasyon, ekonomiyi derin bir krize sürükler. Ekonomik dengeleri korumak için sürdürülebilir bir döviz ve maliye politikası uygulamak gerekir.

Devalüasyon, ekonomiyi yönlendiren güçlü bir araçtır. Ancak bilinçsiz ve kontrolsüz uygulandığında ciddi sarsıntılar yaratır. İhracatı artırıp dış ticaret açığını kapatmak için yapılan bir devalüasyon, enflasyonu dizginleyemezse halkın alım gücünü eritir. Bu nedenle devlet, devalüasyonu bir çözüm değil, yalnızca son çare olarak değerlendirmelidir.

Unutulmamalı ki: Güçlü bir ekonomi, döviz kurlarını manipüle etmekle değil, üretim ve katma değer odaklı politikalarla inşa edilir.