DR. MURAT ERGÜVEN
Benden Selâm Olsun Bolu Beyi’ne

Benden Selâm Olsun Bolu Beyi’ne

Benden selam olsun Bolu beyine

Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır

Ok gıcırtısından gürzün sesinden

Dağlar seda verip seslenmelidir

 

Düşman geldi tabur tabur dizildi

Alnımıza kara yazı yazıldı

Tüfek icad oldu mertlik bozuldu

Eğri kılıç kında paslanmalıdır

 

Köroğlu düşer mi yine şanından

Ayırır çoğunu er meydanından

Kır-At köpüğünden düşman kanından

Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır

 

KÖROĞLU

Ayrılık Hissi Nasıl Girdi Sizin Beyninize?

Ayrılık Hissi Nasıl Girdi Sizin Beyninize?

 

Müslümanlık sizi gayet sıkı, gayet sağlam,

Bağlamak lazım iken, anlamadım, anlıyamam,

 

Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize?

Fikr-i kavmıyyeti şeytan mı sokan zihninize?

 

Birbirinden muteferrik bu kadar akvamı,

Aynı milliyetin altında tutan islam’ı,

 

Temelinden yıkacak zelzele, kavmiyettir.

Bunu bir lahza unutmak ebedi haybettir…

 

Arnavutlukla, Araplıkla bu millet yürümez..

Son siyasetse bu! Hiç böyle siyaset yürümez!

 

Sizi bir aile efradı yaratmış Yaradan;

Kaldırın ayrılık esbabını artık aradan.

 

Siz bu davada iken yoksa, iyazen-billah,

Ecnebiler olacak sahibi mülkün nagah.

 

Diye dursun atalar: ‘Kal’a içinden alınır.’

Yok ki hiç bir kişiden… Millet-i merhume sağır!

 

Bir değil mahvedilen devlet-i islamiyye…

Girdiler aynı siyasetle bütün makbereye.

 

Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;

Toplu vurdukca yürekler, onu top sindiremez.

 

Bırakın eski hükümetleri meydandakiler

Yetişir, şöyle bakıp ibret alan varsa eğer.

 

işte Fas, işte Tunus, işte Cezayir, gitti!

işte Irak’ı da taksim ediyorlar şimdi.

 

Mehmet Akif Ersoy

Atiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak

Atiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak

Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak…

Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.

 

Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.

İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:

 

Ey dipdiri meyyit, ‘İki el bir baş içindir.’

Davransana… Eller de senin, baş da senindir!

 

His yok, hareket yok, acı yok… Leş mi kesildin?

Hayret veriyorsun bana… Sen böyle değildin.

 

Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?

Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?

 

Âtiyi karanlık görüvermekle apıştın?

Esbâbı elinden atarak ye’se yapıştın!

 

Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan

Tek bir ışık olsun buluver… Kalma yolundan.

 

Âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin, halk!

Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!

 

Herkes gibi dünyâda henüz hakk-i hayâtın

Varken, hani herkes gibi azminde sebâtın?

 

Ye’s öyle bataktır ki; düşersen boğulursun.

Ümîde sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!

 

Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;

Me’yûs olanın rûhunu, vicdânını bağlar

 

Lânetleme bir ukde-i hâtır ki: çözülmez…

En korkulu câni gibi ye’sin yüzü gülmez!

 

Mâdâm ki alçaklığı bir, ye’s ile sirkin;

Mâdâm ki ondan daha mel’un daha çirkin

 

Bir seyyie yoktur sana; ey unsur- îman,

Nevmid olarak rahmet-i mev’ûd-u Hudâ’dan,

 

Hüsrâna rıza verme… Çalış… Azmi bırakma;

Kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma!

 

Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş…

Sesler de: ‘Vatan tehlikedeymiş… Batıyormuş! ‘

 

Lâkin, hani, milyonları örten şu yığından,

Tek kol da demiyor bir tarafından!

 

Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;

Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.

 

Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar…

Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.

 

Feryâd ile kurtulması me’mûl ise haykır!

Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!

 

‘İş bitti… Sebâtın sonu yoktur! ‘ deme, yılma.

Ey millet-i merhûme, sakın ye’se kapılma.

 

Mehmet Akif Ersoy