Bilgisayarın Temelini Atan İslâm Bilgini
Dr. Murat Ergüven – Araştırmacı
MUHAMMED BİN MUSA EL-HÂRİZMÎ
Sıfır Rakamını Bulan ve Bilgisayarın Temelini Atan İslâm Bilgini
Dokuzuncu asırda yaşamış olan el-Hârizmî (780-850), cebir alanında ilk defa eser veren Müslüman Türk bilginidir. Zamanın ilim merkezi olan Bağdat’ta kıymetli İslâm âlimlerinden dersler aldı. Abbâsi Halîfesi Me’mun’un Kütüphanesi’nde “Hâfız-ı Kütüb”lük (kütüphane müdürlüğü) yaptı ve burada kitap telifiyle meşgul oldu. Hârizmî, “Beytü’l-Hikme” denilen ilimler akademisinin de müdürlüğünü yapmıştır.
Büyük matematikçinin ismi Lâtince’ye “Alkhorizmi”, Fransızca’ya ise “Algorithme” şeklinde geçmiştir. Devrinin en büyük matematik bilgini olan el-Hârizmî, Rönesans’a kadar bütün Avrupa’da sahasında tek otorite olarak kalmış ve şöhreti 16. asırda Avrupa’yı sarmıştır. O devrin meşhur İtalyan matematikçisi Gerolama Cordano, Hârizmî’yi dünyanın en büyük on iki mütefekkir dehâsı arasında saymaktadır.
Hârizmî, “el-cebr ve’l mukâbele” adlı kitabında cebiri geometriden bağımsız bir şekilde ele alıp metodik ve sistematik olarak ilk defa ortaya koyarak “Cebir İlmi”nin kurucusu olmuştur. Bu nedenle Avrupa’da bu ilim “Algebra” olarak kendi ismiyle isimlendirilmiştir. Hârizmî, bu kitabında ilk defa birinci ve ikinci dereceden denklemleri çözmenin kurallarını ve usullerini ortaya koymuştur.
Büyük bir matematikçi olduğu kadar aynı zamanda astronom ve ilk İslâm coğrafyacısı olan Hârizmî, Bağdat’ta ve seyahatlerinde matematik, astronomi ve coğrafya alanında değerli araştırmalar yapmıştır. Hârizmî, 830 yılında ilmî araştırmalar yapmak için heyet başkanı olarak Afganistan yoluyla Hindistan’a gitti. Bağdat’ta ve Şam’da ilk defa rasathâne kurmuş ve araştırmalar yapmıştır. Ünlü bilgin, Halife Me’mun’un isteği üzerine bir heyetle yerin ve gökyüzünün haritasını içeren bir atlas hazırladı. Bu haritalar İslâm dünyasında yapılan ilk astronomi haritalarıdır.
Hârizmî, bu atlasa kendi eseri olan “Kitâbu-Sûreti’l-Arz” (Yeryüzünün Şekli) kitabını da ekledi. Rasathânedeki çalışmaları sonucu bir astronomi cetveli ve yıldız kataloğu (Zicü’l-Hârizmî) hazırladı. Hazırladığı bu tablolar asırlarca batılı bilginlere rehber olmuştur. Ayrıca Hârizmî, astronomiyle ilgili güneş, ay ve yıldızların yüksekliğini ve bunlara dayanarak zamanı ölmede kullanılan “usturlab” hakkında da iki kitap yazmıştır.
Roma medeniyetinde sayılar rakamla değil, harflerle gösterilirdi ve matematikte “sıfır” rakamını bilmezlerdi. Bu sistemle hesap yapmak, matematik ilmi yapmak imkânsızdı. Hârizmî, ilk defa sıfır rakamını ve roma rakamlarından daha kolay hesap yapılabilen Arap rakamlarını kullandı. Eserleri sayesinde sıfır rakamını Avrupa ilk olarak onunla tanıdı.
Matematikte sayılarla yapılan her türlü hesaplamanın sistematik metoduna “Algoritma” denir. Halen kullanılmakta olan dört işlem, OBEB, OKEK, gibi aritmetik işlem metodları birer algoritmadır. Hesap makinelerine ve bilgisayarlara yerleştirilen işlemlere ait programlar da birer algoritmadır ve temeli büyük dehâ Hârizmî’ye dayanmaktadır.
Pek çok eseri olan Hârizmî’nin çağları aydınlatan en önemli iki eserleri şunlardır:
El-Cebr Ve’l-Mukâbele:
Hârizmî’nin bütün dünyada ismini cebir ilmine vermiş olan en tanınmış en mühim eseridir. Avrupa’da “el-cebr ve’l-mukâbele” kelimesini tercüme edemedikleri için bu kelimeyi aynı şekilde kullanmışlardır. Ve daha sonra bu kelime onların telaffuzunda “Algebra” şeklini almıştır.
Bu kitap on altıncı asır sonlarına kadar Avrupa’da temel ders kitabı olarak okutulmuştur. Kitabın aslı Oxford, Bodliana Kütüphanesi’ndedir. Bu eserde birinci ve ikinci dereceden denklemlerin çözümleri, bina yapımı, mîras taksim hesapları (ferâiz) hem aritmetik hem de cebir yoluyla çözümlenerek misâller verilmiştir.

Kitâbu’l-Muhtasar Fil-Hisâbi’l-Hindî:
Cambridge Üniversitesi’nde Lâtince tercümesi ve şerhi vardır. Hârizmî, bu eserinde onar onar sayıp yazmak ve dokuzdan sonra rakamların sağına “sıfır” koyarak “onlar” hanesi oluşturmaktan bahseder. Bu usulle kendi isminden gelen “Algorisme” (el-Hârizmî) ismi verilmiştir. Avrupa’da dört işleme de “Algoritma” denmektedir. Bu sisteme Arap sistemi, rakamlarına da Arap rakamları denir.
Prof. Dr. Jacques Risler, sıfırın Müslümanların icâdı olduğunu belirtir ve şöyle der: “Şuna dikkat etmelidir ki, ne eski Yunanlılar ne de Romalılar henüz bir rakam sistemi keşfedememişlerdi. Eski insanlar hep parmaklarıyla saydıkları için Avrupa’da hesap ilmi, keşfinden ancak 350 sene sonraya yani sıfır kullanılıncaya kadar inkişâf edememiştir.” (1)
________________________________________________________________________________________
- (1)Yeni Rehber Ansiklopedisi, Türkiye Gazetesi, İslâm Ansiklopedisi, TDV, Türk Ansiklopedisi, MEB, İslâm Ansiklopedisi, MEB, Şaban Döğen, Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi.