İslâmi Finans Niçin Doğmuş Olabilir?

Dr. Murat Ergüven I Ekonomi & Finans

İSLÂMİ FİNANS VE KÜRESEL SERMAYE: YENİ BİR SİSTEM Mİ, STRATEJİK HAMLE Mİ?

2000’li yıllardan sonra HSBC, Citibank ve diğer küresel finans devlerinin İslâmi finans sistemine yatırım yapmaları dikkat çekici bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Faizsiz ekonomi prensibine dayalı olan İslâmi finans, geleneksel kapitalist sistemle çelişiyor gibi görünse de Batılı bankalar ve finansal aktörler bu sistemi kendi bünyelerine dahil etmek için büyük adımlar atıyorlar.

Bu durum iki kritik soruyu gündeme getiriyor:

  1. Küresel finans devleri, kapitalizmin çöküşünü öngörerek yeni bir finansal sisteme mi hazırlanıyorlar?
  2. Faiz hassasiyeti nedeniyle finans sistemine dahil olmayan büyük miktardaki yastık altı tasarrufları küresel sermaye kontrolüne çekmek için mi bu yatırımları yapıyorlar?

Bu makalede, bu iki ihtimali ele alarak, küresel finans aktörlerinin İslâmi finans üzerindeki etkisini değerlendireceğiz.

  • 1) Kapitalizmin Çöküşüne Karşı Yeni Bir Finansal Sistem mi?

Kapitalist sistemin sürdürülemez hale geldiği artık birçok ekonomist tarafından kabul edilen bir gerçek. Borç ekonomisi, enflasyon ve gelir adaletsizliği gibi sorunlar, mevcut ekonomik modelin büyük bir krizle karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

Bu noktada, küresel finans devlerinin İslâmi finans sistemine yönelmesi, kapitalizmin çöküşü sonrası için bir hazırlık olabilir mi?

Alternatif Model Geliştirme Çabası

Kapitalist sistemin tıkandığını gören büyük bankalar, faizsiz sistemin nasıl çalıştığını anlamak ve gelecekte bu modele geçiş yapmak için hazırlık yapıyor olabilir.

İslâmi finans, faizsiz işlem yapması nedeniyle daha istikrarlı ve sürdürülebilir bir model olarak görülebilir.

Sistemi Kontrollü Bir Şekilde Dönüştürmek

Eğer kapitalizm çökerse, mevcut finansal elitlerin kontrolü kaybetmesi mümkün olabilir.

Ancak, İslâmi finans gibi yeni bir modeli kendi bünyelerine dahil ederlerse, değişime rağmen kontrolü kaybetmemiş olurlar.

Bu yüzden, İslâmi finansı tamamen dışarıda bırakmak yerine, onu kendi içlerine entegre ederek yönetmek istiyor olabilirler.

Dijital Para ile Birleşen Yeni Finansal Düzen

Küresel sermaye, fiziksel parayı ortadan kaldırıp dijital paraya geçiş yapmayı hedefliyor.

Merkez Bankası Dijital Paraları (CBDC) ve blokzincir teknolojileri, faizsiz finans sistemine entegre edilebilir ve küresel finans devleri bu süreci kontrol edebilir.

Böylece, İslâmi finans modeli gibi görünen ama aslında tamamen küresel elitlerin denetiminde olan bir sistem kurulabilir.

Sonuç olarak, büyük bankalar kapitalizmin çöküşünü öngörerek İslâmi finans sistemini alternatif bir model olarak test ediyor ve geleceğe hazırlık yapıyor olabilir.

  • 2) Faiz Hassasiyetinden Dolayı Sisteme Dahil Olmayan Paranın Çekilmesi mi?

Dünya genelinde milyonlarca insan faiz hassasiyeti nedeniyle geleneksel bankacılık sistemine güvenmiyor ve finansal sistemin dışında kalmayı tercih ediyor. Bu durum, yastık altı tasarrufların büyümesine ve küresel finans sisteminin bu kaynaktan mahrum kalmasına yol açıyor.

Küresel bankalar, bu parayı sisteme çekmek için İslâmi finans modelini bir araç olarak mı kullanıyor?

Trilyon Dolarlık Bir Pazar

İslâmi finansın büyüklüğü 3 trilyon doları aşmış durumda ve her yıl hızla büyüyor. Özellikle Körfez ülkeleri, Türkiye, Malezya, Endonezya ve Afrika’da İslâmi finans talebi giderek artıyor.

HSBC, Citibank gibi bankalar, bu büyük pazarı keşfettikleri için İslâmi bankacılık hizmetleri sunmaya başladı.

Yastık Altındaki Parayı Çekme Stratejisi

Faiz hassasiyeti nedeniyle finansal sisteme dahil olmayan büyük miktarda tasarruf, küresel sermaye için kayıp bir kaynak.

Küresel bankalar, İslâmi finans etiketi altında faizsiz sistemler sunarak bu paranın sisteme girmesini sağlamak istiyor olabilir.

Bu sayede, Müslüman ülkelerdeki büyük tasarruf havuzu küresel finans sistemine entegre edilebilir.

Gerçekten Faizsiz mi, Yoksa Görünürde mi?

Batılı bankaların sunduğu İslâmi finans ürünlerinin gerçekten faizsiz olup olmadığı tartışmalı.

Faiz yerine “kâr payı”, “hizmet bedeli” gibi kavramlarla yapılan işlemler, gerçekte faizsiz mi, yoksa sadece farklı bir isimle mi sunuluyor?

Eğer gerçekten faizsizse bile, bu sistem küresel sermayenin kontrolünde olduğu sürece bağımsız bir finansal alternatif olamaz.

Neticede, HSBC ve Citibank gibi dev finans kuruluşlarının İslâmi finans sistemine yatırım yapması, faiz hassasiyeti nedeniyle sisteme dahil olmayan büyük tasarrufları çekmek için bir strateji olabilir.

Küresel Sermaye İslâmi Finansı Gerçekten Destekliyor mu?

İslâmi finansın Batılı finans kurumları tarafından benimsenmesi, yüzeysel olarak bakıldığında olumlu bir gelişme gibi görünebilir. Ancak derinlemesine incelendiğinde, bu sürecin İslâmi finansın bağımsız büyümesine değil, küresel finans sistemine entegre edilerek kontrol altında tutulmasına hizmet ettiği anlaşılmaktadır.

Küresel bankalar, iki temel hedef doğrultusunda İslâmi finansı yönlendiriyor olabilir:

  1. Kapitalizmin çöküşü sonrası için alternatif bir sistem inşa etmek ve bu sistemi kendi kontrollerinde tutmak.
  2. Faiz hassasiyeti nedeniyle sisteme dahil olmayan büyük tasarrufları küresel finans sistemine çekmek.

Bu süreç, gerçekten faizsiz bir ekonomi modeli sunuyor mu, yoksa sadece yeni bir kontrol mekanizması mı oluşturuyor? Bu sorunun cevabı, İslâmi finansın kimler tarafından ve nasıl yönetildiğine bağlı. Eğer bağımsız, şeffaf ve gerçekten faizsiz bir finans modeli geliştirilemezse, küresel sermayenin bu sistemi kendi lehine manipüle etmesi kaçınılmaz olacaktır.

Gerçek Bir Alternatif Mümkün mü?

Bugünkü tabloya baktığımızda, gerçekten faizsiz ve bağımsız bir finans sistemi oluşturmanın zorluklarını görüyoruz. Ancak, bu sistemin küresel sermayenin kontrolüne girmemesi için şu adımlar atılabilir:

Bağımsız ve yerel İslâmi finans kurumları güçlendirilmelidir.

Devletler, İslâmi finansı küresel bankalardan ve merkez bankalarından bağımsız olarak yönetmelidir.

Dijital para ve blockchain tabanlı manipülasyondan uzak yeni finans modelleri araştırılmalıdır.

Gerçekten bağımsız bir faizsiz finansman modeli mümkün mü, yoksa bu süreç kaçınılmaz olarak küresel finansın kontrolüne mi geçecek?