Kur’an-I Kerim Nasıl Harakelendi?

Dr. Murat Ergüven-Araştırmacı

KUR’AN-ı KERİM NASIL HAREKELENDİ?

Önceleri Arap yazısı noktasız ve harekesizdi. Kur’an da böyle noktasız ve harekesiz yazılıyordu.

O dönemde noktasız ve harekesiz bu yazıyı sahabeler hatasız okuyabiliyorlardı. Ancak bazı sahabeler ve İslâmiyet’in yayılmasıyla ekserisi yabancı kavimlerden Arapça bilmeyen ve Arap olmayan Müslüman tabiiler, noktasız ve harekesiz Kur’an’ı okumakta güçlük çekiyor, telaffuz hatası yapıp yanlış okuyorlardı.

Yanılmalar önceleri kelimelerin sonlarının telaffuzunda olduğundan, ilk olarak kelime sonlarına nokta şeklinde harekeler kondu.

Sonra Arap alfabesindeki be, te, se, cim, ha, fe, kaf gibi şekil itibariyle birbirine benzeyen bu harfleri birbirinden ayırt etmek için bazılarının alt ve üstlerine noktalar koymak gerekiyordu.

İşte bu konudaki eksikliği ilk sezip çare arayan ise Emeviler’in Irak Valisi Haccac b. Yusuf  (ö.95/713) olmuştur.

Haccac, valiliği sırasında binlerce insanı öldürmüş ve hapishanelere doldurup memleketi dehşet ve korku içinde bırakmıştır. Haccac, bu yüzden zalim olarak anılagelmiştir. Ölümünü haber alan âlimler O’na rahmet bile dilememişlerdir, hatta ölümüne sevinenler bile olmuştur.

Öte yandan mütevazı bir hayat yaşayan Haccac’ın ikramı, cömertliği, ihsanı ve affı da pek çoktu. Bunca zulmüne rağmen Haccac, Kur’an okur ve Kur’an’a çok hürmet ederdi.

Daha önce Kur’an’a hareke konulmuş olmasına rağmen hala hatalı okunduğunu gören Haccac, hemen harekete geçerek devrin büyük âlimlerinden bu için önlem almalarını istemiştir.

Bunun üzerine onlar da Kur’an’ın kıraatine yönelik ikinci önemli işi gerçekleştirerek harfleri birbirinden ayıran noktaları koyup Kur’an’ın yanlış okunmasının önüne geçtiler.

Daha sonra hareke yerine konan noktalarla harfleri birbirinden ayırmak için konan noktaların karışmaması için nokta şeklindeki harekeler yerine bu gün bildiğimiz sistem geliştirilerek Kur’an’ın harekelenmesi ve noktalanması işine son şekli verilmiştir.

Kur’an’ın ilk harekelenişi ise şöyledir:

Emeviler’in Basra Valisi Ziyad b. Sümeyye (ö.53/673) dilin ıslah edilip yanlış okumaların önüne geçilmesi ( ve Kur’an’ın daha doğru ve kolay okunması) için devrinin büyük filoloğu Ebu’l-Esved (ö.69/688)’den bir sistem koymasını istemişti.

Önceleri Esved bu teklifi kabul etmemişti. Fakat zamanla Arap dilinin fesada uğradığını ve Kur’an’a da zarar geleceğini düşünen Basra Valisi Ziyad, bir adama Esved’in geçtiği yolu üzerine oturup bir ayeti yanlış okumasını tembih etmişti.

Bunun üzerine adam, Tevbe Suresi’nin 3. ayeti olan ‘Allah ve Resulü artık müşriklerden beridir.’ ayetinde (veresuluhü) kelimesini (veresulihi) şeklinde okudu. Yapılan bu hata ile ayet ‘Allah artık müşriklerden ve Resulü’nden beridir.’ şeklinde bir anlam oluşturuyordu.

Yapılan bu hata dil uzmanı Esved’i çok fazla rahatsız etmiş ve korkutmuştu. Bu olayla karşılaşıncaya kadar cevap vermekte geciken Esved, Vali Ziyad’a gidip; ‘İnsanların durumlarının böyle olacağını tahmin edemezdim. İstediğin şeyi yapacağım.’ diyerek ondan bu iş için takip istedi.

Esved kâtibine: ‘Mushafı bir eline, diğer eline de (Kur’an’daki) mürekkeb renginden farklı bir boya al, üstün okuduğun harfin tam üstüne bir nokta koy, esre okuduğumda harfin altına bir nokta koy, ötre okuduğumda ise harfin önüne (içine) bir nokta koy.’ diye talimat verdi.

Kâtip dediğini yapıyor, her sayfa tamamlandıkça Esved kontrol ediyor ve tekrar devam ediyorlardı.

Böylece Kur’an’a ilk defa doğru okumayı sağlamak amacıyla harekeler konulmuş oldu.(1)


(1) İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Usulü (Ankara–1995), 88-92; Muhsin Demirci, Kur’an Tarihi (İstanbul), 167-169; Osman Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri (Ankara-1989), 153-155; İrfan Aycan, Haccac b. Yusuf / TDV-İslâm Ansiklopedisi (İstanbul-1996), 14/427, 428; Yeni Rehber Ansiklopedisi-Türkiye Gazetesi; Haccac (İstanbul-1993), 8/ 192, 193.