Saltanat Koruyan Mektup

Dr. Murat Ergüven-Araştırmacı

SALTANAT KORUYAN MEKTUP

Dönemin ileri gelen devlet başkanlarını İslam’a davet için mektuplar gönderen Hz Peygamber sav, Dihye b. Halife elçiliğiyle (Rum Kayseri/ Doğu Roma imparatoru) Herakliyus’a da bir mektup göndermiştir. (Muharrem 7/ Mayıs 628).

Hz. Dihye, mektubu bu sırada Kudüs’te bulunan Herakliyus’a iletti. Hz. Peygamber’in mektubunu okuyan Herakliyus:

“Vallahi ben çok iyi biliyorum ki senin sahibin Allah tarafından insanlara gönderilen peygamberdir. Zaten bizde O’nun gelmesini bekleyip duruyorduk. Kitabımızda onun ismini ve vasfını yazılı bulmuştuk. Eğer hayatım hakkında Rumlardan korkmasaydım, O’na hemen tabi olur ve yardım ederdim. Sen bana biraz zaman tanı da ben bir araştırıp düşüneyim.” Dedi.

Herakliyus, Resûl-i Ekrem hakkında tahkikat yapmak için (Roma’daki) dostu Hristiyan bilgin piskopos / başrahip Uskuf Dagatır’a bir mektup gönderdi. Ve o sırada ticaret için Bizans topraklarında bulunan Ebu Sufyan ve arkadaşlarını çağırtıp Hz. Peygamber hakkında sorular sorup bilgi edindi.

Çok kısa zamanda Dagatır’dan da Hz. Peygamber’in zuhuru ve gerçekten peygamber olduğu hakkında bir mektup aldı. Böylece Herakliyus, Hz. Peygamber hakkında elde ettiği bilgilerin peygamberlik vasıflarına uygun olduğunu anlayınca Müslüman olmaya niyetlendi ve Rumları da İslâm’a çağırdı.

Ancak Rumların İslâmiyet’ten tedirgin olup homurdandıklarını görünce (ve dostu rahip Dagatır’ın da Müslüman olduktan sonra şehid edildiği haberini alınca) saltanatının ve hayatının tehlikeye gireceğinden korkarak sözünden çark edip; ‘Ben O’na tabi olmaya güç yetiremeyeceğim.” diye vazgeçti.

Herakliyus, Hz. Dihye’ye pek fazla hürmet edip, O’nu Hz. Peygamber’e yazdığı bir mektup ve birçok hediyelerle Medine’ye uğurladı. Medine’ye varan Dihye, Resul-i Ekrem’e Herakliyus’un mektubunu verip, bütün olanları anlattı. Herakliyus mektupta; İsa’nın müjdelemiş olduğu Allah’ın Resulü Muhammed’e Rum Hükümdarı Kayser tarafındandır. Elçin, mektubunla birlikte bana geldi.

Ben şehadet ederim ki; sen Allah’ın Resulüsün! Biz zaten seni yanımızdaki İncil’de yazılı bulmuştuk. İsa b. Meryem, seni bize müjdelemişti. Rumları sana imam etmeye davet ettimse de yanaşmadılar, kaçındılar. Onlar beni dinleselerdi, kendileri için muhakkak ki hayırlı olurdu. Ben senin yanında bulunup da sana hizmet etmeyi, senin ayaklarını yıkamayı ne kadar arzu ederdim! Diyordu.

Hz peygamber Kayser’in mektubunu okuyunca:

Mektubum yanlarında bulundukça onların saltanatları devam edecektir’ Buyurdular.

Resul-i Ekrem’in elçisini ve davetini son derece güzel karşılayan Herakliyus, Hz. Peygamber’in gönderdiği mektubu (okuduktan sonra öpüp gözlerine sürüp başına koymuş ve) atlas bir ipeğe sararak altından bir kutunun içine koyup saklamıştı. Kayser hanedanı katında nesilden nesile devreden bu mektup H.464 yılına kadar Alfons b. Ferdinand’ın yanındaydı. Ondan da torununa kaldı.

V. Memluk Meliki Mansur (Ö.H/689-m/1290)’un Avrupa’ya elçi olarak gönderdiği Seyfeddin Kılıç, bu mektubu Avrupa Kralı’nın kendine gösterdiğini şöyle anlatır:

Kral bana: ‘Ben sana yüce bir armağan sunacağım. Bu sizin peygamberinizin atam Kayser’e göndermiş olduğu mektubudur. Bu mektup bize bu güne kadar miras kaldı. Bize ata ve babalarımızdan tavsiye ve tenbih edilmiştir ki; bu mektup yanımızda bulundukça saltanat bizden gitmeyecektir. Biz onu son derece titizlikle korumakta ve ona saygı göstermekteyiz. Saltanatımızın devam etmesi için onun yanımızda bulunduğunu Hristiyanlardan da gizli tutmaktayız.’ Dedi.

İşte bu hanedan bu mektubu muhafaza ederek yüzyıllarca hüküm sürmüştür.(1)

______________________________________________________

(1) M. Âsım Köksal, İslâm Tarihi (İstanbul–2001), 5/385-405; M. Yusuf Kandehlevî; Hayatü’s-Sahabe (İstanbul-1991), 1/108-111; Muhammed Hamidullah; İslâm Peygamberi (Ankara-2003), 1/332-350; Muhammed Hamidullah, Hz Peygamber’in Altı Diplomatik Mektubu (İstanbul-1990 ), 111-131.