Şeyh Şâmil’in Adaleti

Dr. Murat Ergüven-Araştırmacı

ŞEYH ŞÂMİL’İN ADALETİ

Zulüm ve taşkınlığın zıddı olan adalet; her şeyi yerli yerine koymak, gerçeğe uygun hareket etmek, hak sahibine hakkını vermek demek olup, ferdî ve içtimaî yapıda dirlik ve düzeni, hakkaniyet ve eşitlik ilkesine uygun yaşamayı sağlayan ahlâkî bir erdemdir.

Adalet, başkalarının gelişi güzel istek ve telkinlerinden etkilenmeyen, istikrarlı bir doğrulukla gerçekleşen ruhî bir denge ve ahlâkî bir kemâldir.

Kur’an’da (en-Nahl, 16/90), (idareci, amir-memur, işçi-işveren, ana-baba, vb.) her Müslümana emredilmiş olan adalet, hayatın her sahasında yaşantı haline getirilmesi gereken ahlâkî bir değer olup, yöneticilerin ve hükümetin başında bulunan şahısların sahip olması gereken en mühim ve çok elzem bir fazilettir.

İnsanın adaleti yaşantı haline getirmesi demek, kişi hangi işi yapıyorsa o işi hakkıyla (nasıl yapması gerekiyorsa o şekilde) yapılması demektir.

Hak konusunda hüküm verilirken, şahsî menfaat temini, akrabalık, dostluk-düşmanlık, zenginlik-fakirlik, sevgi-nefret, halktan birisi ile makam mevki sahibi birisi, yönetici-yönetilen gibi durumlar hak ihlâlini, yani adaletten sapmayı gerektirmemelidir. Aynı durum ve şartlarda bulunan herkesi (kendisi dahi olsa) aynı muameleye tâbi tutmalıdır.

Kur’an’da (en-Nahl, 16/76) adaletten yoksun olan kişi dilsiz, aciz ve hiçbir işe yaramayan köleye benzetilmiştir.

Namaz ferdin dinî hayatının temelidir, adalet ise sosyal hayatın temelidir. Gerek ferdin mutluluğu, gerekse toplumun huzuru ve barışı adaletle sağlanır. Çünkü bir toplumda işler yapılması gerektiği gibi yapılmayıp, kabiliyetsiz kişilere yapamayacakları görevler verilir, iş ehline teslim edilmez ve hak edenin hakkı verilmezse o toplumda dirlik ve düzen kalmaz; haksızlık, zulüm ve anarşi ortaya çıkar. Toplumsal barış bozulur.

İnsanın Allah katında üstün olabilmesi için, sözünde ve davranışında adil olması gerekir. Adaletin temeli hakkaniyettir. Hidayete hak sayesinde ulaşılabileceği gibi adalet de doğrulukla, hakka uymakla sağlanır.

Kur’an’da adaletle ilgili pek çok ayet ve Hz Peygamber SAV’in pek çok Hadis-i Şerîfi’nde adalet erdeminin önemi ve fazileti üzerinde durulmuştur.

Hz Peygamber: “Adalet güzeldir, amirlerde olursa daha güzeldir. / Adil hükümdarın bir günü bir adamın 60 sene nafile ibadetinden daha hayırlıdır.” Buyurarak adaletle hükmetmenin önemini belirtmiştir.

Dağıstan Aslanı Şeyh Şâmil’in gösterdiği adalet örneği ise ibret vericidir.

Şey Şâmil, Ruslarla savaşırken bazı kanunlar koymuştu. Bilhassa Ruslarla anlaşma yapılmasını teklif edenlere şiddetli cezalar verileceğini bildirmişti. Hâl böyleyken iki Çeçen’den Rusların Müslüman köylerine yaptığı zulüm ve işkenceleri dinleyen Şeyh Şâmil’in annesi, oğlunun Ruslarla bir anlaşma yapmasını istedi.

Bu istekle beyninden vurulmuşa dönen İmam Şâmil, bir tarafta vatanın selâmeti ve bu uğurda Ruslarla kanının son damlasına kadar mücadeleye karar vermiş insanlar, bir tarafta da incitilmesi büyük günahlardan olan ana gibi iki müthiş ateş arasında kalmıştı. Korktuğu tek şey, Müslümanların kalplerindeki, düşmanla mücadele azminin kaybedilmesi, imanların sarsılmasıydı.

İmam Şâmil, naibleriyle görüştükten sonra: “Muhterem anneme de yüz sopa vurulacak!” Emrini bildirdi.

Yaptığı hatanın üzüntüsüyle omuzları çökmüş, benzi solmuş bir hâlde oğluna bakan anne ise: “Oğlum! Allah’ın emrinden kıl ucu kadar saparsan emzirdiğim sütü helâl etmem! Adaletten zerre kadar şaşma! Diye haykırdı.

Herkes dehşet içinde gözleri yaşlı bir ananın kaç sopaya dayanabileceğini düşünürken, ünlü Rus generallerine diz çöktürmüş kahraman İmam Şâmil, anasının yanına varıp diz çöktü. Sonra da ellerini öpüp helâlleşti.

Şeyh Şâmil halka: “Anamın bu meselede, merhametinin çokluğundan başkalarına şefaat etmesinden başka hiçbir hatası yoktur. Bu yaptığı hatanın cezasını da manevî olarak şu âna kadar çektiği ıztırapla ödemiştir. Maddî cezayı da onun her şeyine varis olan oğlu ödeyecektir.” Dedi.

Herkes yerinde donakalmış beklerken, O sırtını açtı ve görevlilere dönüp: “Emri yerine getirmekte bir an bile tereddüt edip, elleri titreyenlere yazıklar olsun. Bütün gücünüzle vurmanızı emrediyorum.” Dedi.

Sopalar sırtına vuruldukça sırtından kanlar fışkıran şanlı lider 100 sayısı tamamlandığında Allah’ın kendisine verdiği sabır, metanet ve adalet için şükür secdesine kapandı. Vücudundaki ıztırabın şiddetine rağmen içini adaletin tecellisinden doğan tatlı bir huzur kapladı. (1)

_____________________________________________________________________

(1) Recep Kılıç, Ayet ve Hadisler Işığında İnsan ve Ahlâk (Ankara-1995), 47-50; Seyyid Süleyman Nedvî, İslâm Ahlak Nizamı (İstanbul-1990), 303-309; Mustafa Çağrıcı, TDV-İslâm Ansiklopedisi (İstanbul-1988), 1/341-343; Tarık Mümtaz Göztepe, Dağıstan Aslanı İmam Şâmil (İstanbul-1994), 269-283.